Yazar
Murat ÖZVERİ
Av. Dr. Kocaeli Barosu, Çalışma ve Toplum Dergisi Yayın Yönetmeni

Özet

  • Küreselleşmeyi nesnel bir süreç olarak sunan sermaye, çalışma ilişkilerinin merkezine de küreselleşmeye bağlı olarak rekabet üstünlüğü kavramını almıştır. Başına “yeni” sıfatı eklenerek, korumasız, örgütsüz, kolay denetlenebilen, parçalanmış bir iş gücü piyasası yaratılmış, iş hukukunun da bu koşullara uyum sağlaması istenmiştir. Sermayenin bu istemi, esneklik başlığı altında yapılan düzenlemeler iş hukukunu bir koruma hukuku olmaktan çıkartıp, işçi ve işveren arasında denge kuran bir hukuk dalına dönüştürmüştür. İşçi ve işvereni eşit iki sözleşme tarafı olarak ele alan bu 19. yüz yıl anlayışına doğru yeni pozitif kavramlarla dönmenin geriye gidiş olduğu bu yazının ana temasıdır. Gerçekte çalışma yaşamını yeniden şekillendiren sistemin adı güvencesizliktir. Sistem olduğu için kurgulayan ve uygulayanların çıkarlarına göre belirlenmiş bir amacı, bu amacın tüm toplumun çıkarına olduğunu iddia eden bir ideolojisi, amacı gerçekleştirecek kurumsal yapısı, son olarak da amaca götürecek önceden belirlenmiş kuralları yani hukuku vardır. Bu çalışmada, güvencesizliğin bir sistem olarak inşa edilmesi sürecinde iş hukuku alanında yaşanan temel dönüşümler özetlenmeye çalışılacaktır.

Summary

  • Presenting globalization as an “objective process”, capital places the concept of competitive advantage at the centre of business relations in association with the former. By adding the word “new”, an unprotected, unorganized, easily controllable and fragmented labour market is created, and labour laws are now asked to be adapted to these new circumstances. With arrangements introduced under the heading of fl exibility, this request on the part of capital deprived labour law from its characteristic of protection and turned it into a branch of law seeking a balance between the worker and the employer. It is the main theme of the present article that this is retrogression to the dominant understanding of the 19th century that used to consider the worker and employer as two contracting parties on equal footing. In fact, the name of this system reshaping working life is absence of security. As a system, it has an objective defined in line with its designers and implementers, an ideology asserting that it is to the benefit of the society as a whole, an institutional structure to attain the objective, and finally it has its pre-determined rules or law guaranteeing success. The study will try to outline main transformations taking place in the field of law while insecurity is being built as a system.

Anahtar Sözcükler / Keywords

  • TR: küreselleşme, rekabet, işgücü piyasasının parçalanması, güvencesizlik, esneklik, alt işveren, ödünç iş ilişkisi, atipik istihdam
    EN: globalization, competition, fragmentation of labour market, insecurity, fl exibility, sub-contractor, secondment, atypical employment